|
A - I n f o s
|
|
anarþ
**
istlerce hazýrlanan, anarþistlere yönelik, anarþistlerle ilgili çok-dilli
haber servisi
Bütün dillerde haberler
Son 40 ileti (Ana sayfa)
Son iki
haftalýk iletiler
Eski iletiler arþivimiz
Son 100 ileti, farklý dillere göre
Greek_
中文 Chinese_
Castellano_
Català_
Deutsch_
Nederlands_
English_
Français_
Italiano_
Português_
Russkyi_
Suomi_
Svenska_
Türkçe_
The.Supplement
Son 10 Postanýn Ýlk Birkaç Satýrý
Castellano_
Català_
Deutsch_
Nederlands_
English_
Français_
Italiano_
Polski_
Português_
Russkyi_
Suomi_
Svenska_
Türkçe
Son 10 Postanýn Ýlk Birkaç
Satýrý
Son 24 saatte, bütün dillerdeki postalarýn ilk birkaç satýrý
Links to indexes of First few lines of all posts of
last 30 days | of 2002 |
of
2003 |
of 2004 |
of 2005 |
of 2006 |
of 2007 |
of 2008 |
of 2009 |
of 2010 |
of 2011 |
of 2012 |
of 2013 |
of 2014 |
of 2015 |
of 2016 |
of 2017 |
of 2018 |
of 2019 |
of 2020
üye
olun
(tr) kadinlar sokakta: "DEVLET BABA"NIN TACİZCİ OĞULLARI -Şeyma Çopur
Date
Sun, 12 Jul 2020 08:02:04 +0300
Bursa'da bir kadın aynı iş yerinde çalıştığı erkek tarafından sözlü ve fiziksel olarak taciz ediliyor. Üstelik bu erkek iş yerinin müdürü
pozisyonunda. Yaşanan tacizin ardından kadın mahkemeye başvuruyor, olayın peşini bırakmıyor. Mahkeme, erkek müdürün eylemini "cinsel
saldırı" olarak değerlendiriyor ve erkeğe ceza veriyor. ---- Hayır, hayır, tabi ki böyle olmuyor. Tacizci müdür de olayın peşini bırakmıyor.
E öyle kolay mı serde erkeklik varken, serde müdürlük varken? "Yanlış anlaşıldım." diyor, "Kızım gibi görüyorum." diyor, şöyle böyle diyor
ve dava yargıtaya taşınıyor. ---- Yargıtay dosyayı değerlendiriyor. Aslında tacizci müdür kadına "Fıstık gibisin, çok güzelsin." demiş,
demekle kalmamış, kadının kalçalarına dokunarak fiziksel olarak da tacizi sürdürmüşken yargıtay müdürün eylemini "babacan bir tavır" olarak
yorumluyor. Son anda bir hakim, müdür ve çalışan arasındaki hiyerarşik ilişkiye dikkat çekerek eylemin cinsel saldırı olarak
değerlendirilmesi gerektiğinde ısrar ediyor ve karara şerh koyuyor.
Bu şerhle yetinenlere göre adalet yerini buluyor. Ama bu şerhin de aklımızdaki bazı sorulara yanıt olamadığı ortada. En önemli soru "Ya şerh
olmasaydı?" Eğer şerh konulmuş olmasaydı ne olacaktı bu dava? Tacizci erkek kendini ve tacizini aklamış olacaktı şüphesiz. Kadın türlü
sıfatlarla damgalanacaktı o iş yerinde, tabi orada çalışmayı sürdürebilirse... Ve en kötüsü, ‘'adaletinden zeval olunmaz'' devletin
kararıyla tacize uğrayan bir kadın kendi yaşadıklarından, kendisinden bile şüphe edecekti belki de. Kadınlara saldıran her erkek için türlü
‘'babacanlık'' aklamalarıyla cezai indirimlerin mevcut olduğu devletin adaletsizliğinde, kadınlar hakkında verilen her karar pamuk ipliğine,
şansa ya da erkek adaletin bir hakiminin şerhine bağlı.
Bu seferki olayın gündemleşmesi sayesinde, bugün yargıtay bir açıklama yapmak zorunda kaldı. "Babacan tavır" kararının tanık ifadelerine
göre verildiğini söyledi. Tanık, olay anında kadının herhangi bir rahatsızlık ifadesi olmadığını gördüğünü, gülüştüklerini duyduğunu
söylemiş. Yargıtay da buradan yola çıkarak cinsel saldırı olmadığına kanaat getirmiş. Peki taciz edildiğini söyleyerek mahkemeye başvuran
kadının beyanı?
Madem tanık ifadesi kanaati değiştiriyor, öyleyse tanıklıklarımızdan bahsedelim biz de. Yaşadığımız sistemde kadınlar giydikleriyle,
tavırlarıyla, yaşam biçimleriyle her zaman damgalanmaya, yaftalanmaya, yargılanmaya açık bir konumda bulunuyor. Kadın yaşadıklarını topluma
açıklamayagörsün, hemen "Sen de niye böyle yaptın? Kendin kaşındın..." diye başlıyorlar. Hal böyleyken çalıştığı iş yerinde kendisinden
yaşça büyük ve hiyerarşik olarak yüksekte bulunan bir erkeğin zorbalığına, şiddetine, "belli belirsiz" tacizine uğrayan bir kadının
"halinden memnun" göründüğünün söylenmesi ne anlama gelir? Kadın rahatsızlık duyduğunu ve bunu belirttiğini ifade ediyorken olayı dışarıdan
gözleyen birisinin tanıklığıyla kanaat getirilmesi neye denk düşer? Cevap, sayısız örnekle karşımıza çıkan, erkek devletin erkek adaletinde,
adalet dedikleri adaletsizliklerde.
Diğer yandan kadınların yaşamın her an ve alanında sayısız kere tacize uğradığını kim inkar edebilir? Ancak öyle olağanlaşmış ki taciz
kimileri için... Bakışlarını kadının üzerinden ayırmayan erkek de, sokak ortasında laf atan erkek de tacizci sayılmıyor kimilerince. Sanki
kötü niyet taşımayan bir refleksmiş gibi bahsediliyor bu eylemlerden. Her gün yaşanan bu tacizleri görüp de görmeyen, duyup da duymayanların
olduğu, hatta artık bunun olağanlaştırıldığı bir sistemde, tacizci müdürün eylemi de "babacan"laştırılabiliyor bir çırpıda. Nice babacan
tavırlar biliyoruz değil mi Ensar'daki gibi ya da kendi çocuklarına cinsel işkence yapanlar gibi? Devlet babanın da "babacan" şekilde
affettiği, unutturmaya çalıştığı "babacan tavırlar" bunlar.
Uzun sözün kısası, devlet baba ve babacan tacizciler el ele verip tacizi, tecavüzü, şiddeti aklamaya çalışıyorlar. "İyi" niyetleriyle,
"belli belirsiz" dokunuşlarıyla, sıfatlarının ya da yaşlarının arkasına saklanarak... Babalığınızı da babacanlığınızı da istemiyoruz!
https://kadinlarsokakta.org/2020/07/08/devlet-babanin-tacizci-ogullari
________________________________________
A - I n f o s Anartistlerce Hazirlanan, anartistlere yonelik,
anartistlerle ilgili cok-dilli haber servisi
Send news reports to A-infos-tr mailing list
A-infos-tr@ainfos.ca
Subscribe/Unsubscribe http://ainfos.ca/mailman/listinfo/a-infos-tr
Archive http://ainfos.ca/tr